expr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

15 Mart 2013 Cuma

Nöbetçilik, Vali Amca ve Konuşan İnsanlar

 Okulda nöbetçi olmak çoğu öğrencinin başına gelen en sıkıcı şeyler arasındadır. Tüm gün boş boş oturup zilin çalmasını beklemek falan. Ama bu sene nöbetçi olmak yapılacak acayip önemli işler listemde tepedeydi. Çünkü rahat sevimli koltuklarımız ve arkasında da kaloriferlerimiz var. Evet, tüm gün kitap okunası bir yer. Ve bende sırf orada okumak için yeni aldığım kitabımı -Yıldız Tozu- bitirmedim, sakladım.


Suratımda kocaman bir sırıtmayla nöbetçi masama yürürken kafama bir kere vurmalarıyla ölme ihtimalimin olduğu 12. sınıf öğrencilerinin masada toplanmış olduğunu gördüm.Tuhaf bir ifadeyle müdür yardımcısına nöbetçileri sorduğumda 'Nöbetçilik yok bugün, vali gelecek' cevabını alıp kös kös sınıfa yürüdüm. Yanımda herhangi bir kitap getirmemiş halde dört ders geçirdim.

 Bu sırada da okul rejenerasyon sürecine girmişti. Herkes vali denen o müthiş varlığın elimize tablet denen o şeylerden vermesini bekliyordu. Öğretmenler strese girmişti. Bazıları kendi terlerinde boğulmak üzereydi. Ben suratımda sinir olmuş bir ifadeyle otururken-zira önceki hafta anarşist olmaya karar vermiştim- çöp kutularına kapaklar takıldı. Akıllı tahtalardaki inci capslerinin yerine okul amblemleri arka plan olarak seçildi. Koridorlarda kullandıkları çiçek kokulu sabunlar yüzünden baygınlık geçirmek üzere olan insanlar suratları yeşermiş burunlarını tıkayarak koşuyordu. Sevimli öğretmenimiz derin derin nefesler alıp, 'Sakin olun. Sadece Vali bu. Normal dersimize devam ediyoruz,' diyerek sınıfta tedirgin bir şekilde dolaşıyordu.

Ve vali geldi. Beş altı kişiye tablet dağıtıp çok eğleniyor havasında fotograf çektirdikten sonra okulumuzdan gitti. İnsanlar mutlulukla birbirine sarıldı, üç elma düştü falan filan.. Bu sırada sıradaki dersin tarih olduğunu öğrenmiştim. Tedirgin bir öğle arasının ardından müdür yardımcımıza kendimi nöbetçi ilan ettiğimi söyleyip geç de olsa masama yayılıp kitap okumaya başladım. Güzel bir hayatım vardı, sonra onlar geldi.


Altı kişilik bir kız grubu. X ve Y'yi barıştırmak için korkunç bir çiçek buketine fırfırlı mırfırlı bir 'aşk kartı' hazırlıyorlar. Yok efendim seninle tanışana kadar yaşamıyordum da, aslında zombiydim de, sonra beyin diyetine girdim, kelebekler falan uçtu da içimde... Öyle işte. 'Öğk' gibi sesler çıkardığımda kapa çeneni yoksa derinden platform topuklu ayakkabı yaparım gibi bakan kızlar olsa da 'klişe' dememe kimse bir karşılık vermedi. Ya beni takmamaya karar vermişlerdi, ya da besbelli onlar da biliyordu. Simli mor kalemle yazılan her kelimenin ardından 'ayy' ve 'aaaaayyyyyyy' şeklinde sesler çıkaran bu grup Y'ye çiçekleri verdi. Y'nin X'le barışmasına çok uğraşmalarından yola çıkarak Y'yi biraz taş hayal etmiş olduğum için kendisini görünce biraz hayal kırıklığına uğradım. Kızlar Y'den 'Çiçeği ona verirken izleyebilir miyiiiiz?' diye bir ricada bulununca mide suyumu yutup içinden saymaya başladım. Sayı.

Kitabıma geri döndüm ama o kadar çok konuşuyorlardı ki değil kitabı anlamak kendi düşüncelerimi bile duyamıyordum. Teneffüs bitene kadar bekledim. Ve gitmediler. Ders sıkıcıymış ya, o yüzden. Sakinleşmek için kahve almaya gittim. Dönüşte orada olurlarsa kendime kabalaşma hakkı tanıdım. Döndüğümde koltuğumu kapmışlardı. Sakin ama hafif psikopat görünüşlü bir sırıtışla koltuğumu geri aldım. Ne oldu peki?Kabalaşamadım. Kovamadım onları. Sırf biri sınıf arkadaşım biri de komşum olduğu için değil. Sadece beceriksizim galiba bu kovma olayında. Hayır, bir de kovsan gitmeseler nolucak? Altıya bir hoş değil bence.

Sonra tiyatroya çıkacak arkadaşım-Nur- aklıma geldi. Bu kızlardan bazıları da tiyatrodaydı. Ve her daim muhakkak provaları olduğunu bildiğim için kendimi telefonuma Nur olarak kaydettim.Sonra her nasılsa Nur'dan telefonuma 'Hemen çağır onları, prova var' diye bir mesaj geldi. Kızlar birkaç dk sonra gittiler, ben de kitabımı bitirdim. Gün sonunda defter toplarken yediğim çöm şakası bile önemli değil. Yaşasın tiyatro, yaşasın telefonlar.

Tamam belki önemli ve utanç verici ama yine de mutluyum. İyi geceler insanlar. Bu arada bence barışmasınlar. Aptal Y. Buketini bile başkalarına hazırlatıyorsan niye affetsin ki X seni?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder