expr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

10 Mart 2013 Pazar

Lise ve Çömlük

Lisenin ilk günlerinde, insanlar birbirini tanımadığı ve dört seneyi beraber geçireceklerini bildikleri için acayip günler yaşanır. İnsanlarda bir miktar çekingenlik vardır. Örneğin kalemlerimi sıraya vura vura şarkı söylediğim o ilk günlerde sesimin güzel olduğunu söyleyenler bile olmuştu. Şimdiyse kafama atılan su şişeleriyle sesimi biraz daha kısmak zorunda kalabiliyorum.

Çöm şakaları vardır mesela, üst sınıflar öğüt vermeye gelir. Koridorda yalnız dolaşma, grup olmazsa harcanırsın. Bağırmalarına ve dalga geçmelerine aldırma, efendi efendi kafanı eğ ve yürümeye devam et gibisinden. (Bu bölüm için özel şarkı:http://www.youtube.com/watch?v=CjwhePYkrAo) Uymayanlara perdede zıplatma ve daha kötüsü zıplattıktan sonra tutmama gibi minik şakalar uygulanır. Gıkın çıkamaz, öğretmenine gidersin 'E sen çöm başına ne dolanıyordun orada?' der. Bu ezik ve kalbi hınçla dolu çömler dudakları titreye titreye ana vatanlarına, kenarda köşede kalmış çöm binasına geri dönerler. Artık onlar yeminlidir, intikam istiyorlardır. Kendilerine bunları yapanlardan değil tabii, yemez. Ama gelecek çömlerin en büyük düşmanlarıdır onlar. Onlar derken onuncu sınıflar diyorum aslında. Halbuki birleşseler çok büyük
bir isyan başlatabilirler. 12'ler zaten hayattan kopmuş, 11'leri ezebilirlerdi. Onun yerine ne yapıyorlar, geleneği
 devam ettiriyorlar.

Bunlara rağmen güzeldir çömlük. Koca okulun içinde kaybolduğun ilk günler, hatta ortadaki kapısı bozuk tuvalete girip deflaarca kilitli kalmak falan. Bunları pek görmüş geçirmiş bir edayla yazıyorum falan ama ben de çömüm. Hani yaşadıkça yazayım diyorum. Öyle işte.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder